Bilindiği üzere salı günü yapılan Büyükşehir meclisinde idarenin borçlanma talebi 32 ye karşı 36 oyla reddedilmişti .Başkan Vahap Seçer borçlanmaya ret cevabı veren ittifak üyelerinden kararlarının gerekçesini öğrenmek istemişti .İttifak üyeleri de borcu borçla kapatmaya gerek olmadığını, belediyeyi yüksek faize mahkum etmemek gerektiğini söylemiş ama Seçer’i bunun siyasi bir karar olmadığına ikna edememişti..
Ortada bir mülahaza vardı. Ve haklının kim olup olmadığı, kimin üzüm yemek kimin bağcıyı dövmekle meşgul olduğu açıkçası kafalarda soru işareti bırakmıştı ..Bu kararsız ve aynı zamanda karamsar tabloya Cuma günü yapılan meclis yetişti .Deyim yerindeyse mecliste gündeme gelen iki madde turnusol kağıdı gibiydi .
En azından bu iki kritik madde beni, bundan sonra spesifik bir konu olmadığı takdirde meclisi bu tartışma ekseninde asla kaleme almama kararına itti.. Peki neydi beni bu radikal sonuca iten..
Birincisi ; Mecliste kadın ve çocuk haklarını ilgilendiren ve Mersin Barosu ile yapılması düşünülen protokole ittifak üyelerinin karşı çıkması ..
İkincisi ise ; Neredeyse tamamı bir partinin belediye başkanlarından oluşan ve idarenin hiçbir şekilde fayda sağlamadığı bir işveren sendikasına sadece kendi ideolojisine yakın olduğu için yılda 300 milyar verilmesine göz yuman ittifak üyelerinin tavrı ..
Ayıp..Ve nereden ve kimden gelirse ayıp..
Biraz daha açalım bu maddeleri daha iyi anlaşılması için..
Baro..
Biz bu kuruluşu en son Ankara’da meclise yürürken, çoklu baro uygulamasına direnirken gördük. Anlayacağınız şu dönemler sakıncalı piyade hükümet için bu kuruluş .. Sonra Büyükşehir meclisine geldi bir vesile ile Baro..Hem de kadın ve çocuk hakları üzerinden ..Ama ittifak üyeleri, bu kuruluşun neredeyse bir beka sorunu olarak algılandığı bir zihniyettin devamı oldukları için bu protokole ret oyu verdiler. Gerekçe olarak da Aile Bakanlığı ve Sosyal Hizmetler Genel Müdürlüğünün protokolün bir parçası olması gerektiğini ifade ettiler. İttifak üyeleri, kadın ve çocuk haklarını bir protokol üzerinden bilinçlendirmek ve devletine yardımcı olmak isteyen yerel bir konsorsiyumu legal ve işlevsel görmediler..
Geçiyorum diğer konuya ..
Bir önceki Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz tarafından imzalanan bir sendikal faaliyet meclisin gündemine geldi cuma günü.
MAHALLİ iDARELER VE İŞVERENLERİ SENDiKASI ..
Bu sendika yapılanmasına baktığınız da siyasi ve bir partinin tekelinde ..Seçer doğal olarak bu sendikadan hem siyaseten, hem de ticareten hizmet almak istemiyor. Ayrıca bu sendika ile yolları ayırdıklarında herhangi bir sendikadan da hizmet almayacağı sözünü veriyor kürsüden …Ama nafile..İttifak üyeleri yılda 300 bin TL gidere sebep olan bu sendikanın ısrarla profesyonel bir yapıda hizmet verdiğini söylüyor..
Bakalım..
Eski Adana Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü bu sendikanın uzunca bir dönem başkanlığını yapmış. Şimdiki başkan ise Bartın belediye Başkanı Cemal Aydın … Sendikanın 2018 yılında başkanlığını yapan bir başka isim ise hakkında ihalede usulsüzlük yaptığı iddia edilen Manisa Su ve Kanalizasyon İşleri Genel Müdür Yardımcısı Mahmut Bilgen ..
Profesyonel hizmet verdiği iddia edilen bu sendikanın dijital platformdan ulaşılabilirliği bile sıkıntı. Yani işçi sendikası olsa anlayacağım, gariban diyeceğim ama o da değil. Koca koca belediyelerin içinde olduğu ve yılda 300 bin TL sadece Büyükşehir’den geliri olan bu sendikanın internet sitesinde neredeyse yaptıkları genel kurullar dışında hiç bir şey yok. Sendikal faaliyetleri cılız.
Toparlayalım.
İttifak üyeleri vatandaşların savunma hakkını elinde bulunduran, kentin ve ülkenin şeref tribününde yeri olan Baro ile yapılan protokolü son derece hassas bir konu üzerinden reddederken, işlevselliği sorgulanan, sadece bir parti ve ideolojinin eteğinde bulunan ve idarenin bu konuda hizmet almak istemediği bir sendikaya kaynak aktarımının devam etmesine olumlu bakması son derece düşündürücü.
Sonuç olarak ..
Salı günü Borçlanmaya ret oyu vererek geçit vermeyen Cumhur İttifakının merak edilen gerekçeli kararı Cuma günkü meclisteki bu iki madde üzerinden dolaylı olarak da açıklanmış oldu. Baro ve Sendika maddeleri İttifak üyelerinin niyetinin “üzüm yemek değil bağcıyı dövmek “ olduğunu tescilledi.
Görünen o ki;
Siyaset ne kadar acımasızsa, gerçekler de zamanı geldiğinde ortaya çıkacak kadar sabırlıdır..